içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

SÜSLÜMAN



HZ.ÖMER:

Diyarı Rumdan elçiler Ömer'i arıyorlardı.

Denk gelenlere kralınız nerde? 

Kralınızın sarayı nerde diye soruyorlardı?

Halktan birileri çeşmeyi gösteriyorlardı. Çeşme bildiğiniz çeşme ucunda kanal yapılmış develer su içsin diye etrafı taşlarla çevrili bir yer. 

Çeşmeye vardıklarında duvarının dibinde yani gölgesinde papuçlarını birleştirip yastık yapmış ve kamıştan sert bi hasırın üstünde yatıyordu halife Ömer. 

Başında iki adamı vardı biri namaz vakitlerini hatırlatır biri ara ara Ömer ölüm var demek için görevli idi. 

Uyandırdılar halifeyi başında bekleyenler. 

Efendim misafirleriniz var dediler. 

Hemen uyandı. Misafirleri tek göz bir odaya aldılar. 

Zaten başka oda yoktu. 

Öyle yüzlerce oda hizmetçiler, danışmanlar, yalakalar, hortumcular, hırsızlar, arsızlar, düzenbaz yalancılar bu taifeden kimsecikler yoktu.

Misafirlerini selamladı aç olup olmadıklarını sordu. Kim oldukları ve ne için geldiklerini sordu. 

Misafirin birinin elinde rulo yapılmış bir mektup vardı. Onu kendilerine vermek üzere idi. 

Bir an için kendi kralını saraylarını tahtlarını taclarını tahayul etti. 

Neden sonra hemen uyandı! 

Ömer/çeşme/papuç/hasır/tek göz oda...

Düşündü düşündü bir an bile teredüt etmeden elindeki ruloyu yani mektubu yırttı ve parçaladı attı.

Etme eyleme sizi öldürürler ikazına rağmen herşeyi göze alarak müslüman oldular. 

İsteyerek severek inanarak müslümanlığı seçtiler.

Zira halifenin kur'ani duruşu sadeliği halktan biri oluşu onları tabiri caiz ise yürekten vurmuştu. 

Diyebilirsiniz e canım o gün imkanlar yoktu yokluk kıtlık fakırlıkten di diye...

Hayır tam tersine beytülmal ağzına kadar para altın ve eşya ile dolu idi. 

Ömer İran fatihidir. Kisranın tüm maddi imkanları emrindedir. 

Ama O, onlara yanı krallara saraylara debdebeye saltanata ve şöhrete hiç ama hiç tenezül etmemişti. 

İsteseydi sarayın hasını yapar kralın zirvesi olurdu. 

Ama, O, Allahın Resulu gibi olmayı tercih etti. 

O bir müslüman gibi yaşamayı ve bir müslüman  gibi vefat etmeyi onur saydı. 

Hay onuruna ve tavrına hayran olduğum büyük adam.

Biliyormusun insanlık, ümmet, garibanlar, açlar, ezilenler, zülme uğrayanlar seni çok ama çok özledi...

Ömeri ağzımıza plesenk ettik ama ondan hiçmi ama hiç nasiplenmedik. 

İçimizde azgın bir boğa gibi zaptedilmeyen krallar gibi olma hevesi, saraylarda yaşama muradı, şana ve şöhrete teslim olma acziyeti var.

Kimbilir kaç kişi bu marazı halimizden dolayı dinden kaçtı?

Kimbilir kaç kişi su-i misal esbablığımızdan dolayı Allaha ve peygambere düşman oldu?

Allahınızı severseniz cari halinizden etkilenip müslüman olan kaç kişi var?

Sizi bilmem ama beni gören bırak müslüman olmayı muhtemelen dine dair ne varsa herşeye düşman olur.

O yüzden itiraf etmeliyim ki bizim gibi kıytırık adamlardan Ömer çıkmaz.

Çakması bile imkansız.

Herşeyımız uyduruk.

Desinler, görsünler, zanetsinler durumu yani.

Eyamcılığın, salabaşçılığın, bananeciliğın, evet efendimciliğin ve hasılı maslahatın dibiyiz.

O yüzden muhtemelen biz "Süslü'man"ız!
Bu yazı 1398 defa okunmuştur.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum