-
Turgut Açari
Tarih: 18-08-2023 03:04:14
Güncelleme: 18-08-2023 03:04:14
Hz. Ebu Bekir, bir gün, Hz. Peygamberin (s) yüzüne baktığında, saçları ile sakalının bir hayli beyazlamış olduğunu gördü. Gayri ihtiyari olarak: “ Ya Rasulallah! Biraz ihtiyarlamış görünüyorsunuz,” dedi. Peygamberimiz (s) de: “ Saç ve sakallarımın ağarmasını ihtiyarlıktan sanma. Beni ihtiyarlatan Hud suresindeki; “Emrolunduğun gibi, dosdoğru ol!”ayetidir, der ve doğruluğun yüklediği sorumluluğu en veciz bir şekilde ifade eder.
Peygamberimizi (s) doğruluk endişesi ihtiyarlatmış ise, bizim de bu konuyu iyice düşünmemiz gerekir. Özellikle her şeyi anne babadan öğrenmeye başlayan, sonra da çevresinden öğrenmeye devam eden çocuklarımıza ve gençlerimize bu önemli hususun anlatılması ve kavratılması gerekir.
Bu amaçla tarihi bir kıssayı anlatmak istiyorum.
1077 yılında Hazar denizinin güneybatısındaki GİLAN şehrinde dünyaya gelen ve bilahare ünlü bir âlim olan Abdulkadir Geylani’den bahsedeceğim. Küçük yaşta babasını kaybeden Abdulkadir’i annesi hoca mektebine gönderir. Mahallinde okuyabileceği her şeyi tamamlayan oğlunu Bağdat’a göndererek, daha ileri seviyede ilim öğrenmesini arzu eder. Ergenlik çağındaki oğlunu ikna eden anne, yola çıkmak üzere olan kervana yetiştirir.
Yolda ve Bağdat’ta lazım olur diye 40 altın lirayı bir beze sarar ve oğlunun beline bağlar. Anne oğluna şu tavsiyeyi yapmıştır: “ Oğlum, doğruluktan asla ayrılma, güvenilir insan ol, ne olursa olsun yalana başvurma. Aksi takdirde sana hakkımı helal etmem!” Oğul da “ tamam anne,” demiştir. Kervan hareket ettikten bir iki gün sonra, eşkıyalar baskın yaparak, herkesin parasını alırlar. Son olarak fark ettikleri Abdulkadir’e birisi yaklaşıp biraz da kaba şekilde: “ Hey ufaklık! Sende para varmı?” diye sorar. Abdulkadir: “Evet hem de 40 altın liram var” der. Bunu duyan eşkıya: “Hadi canım sende, o kadar altın sende ne arar. Seni satsam, 40 altın etmezsin” dedikten sonra, bir de tokat atıp uzaklaşır.
Birkaç dakika sonra, başka bir soyguncu yanaşır ve aralarında aynı konuşmalar geçer. Üçüncü eşkıya ise, durumu eşkıyabaşına söyler. Eşkıyabaşı ile Abdulkadir arasında şöyle bir konuşma geçer:
Hey delikanlı! Adın ne senin?
Abdulkadir
Nereye gidiyorsun?
Bağdat’a okumaya gidiyorum
Üzerinde 40 altın lira olduğu doğrumu?
Evet doğru
Peki, göster bakalım! (Abdulkadir belindeki kuşağı çözerek altınları yere atar.)
İşte paralar. Hepsi burada. (Eşkiyabaşı bakar ki tam olarak 40 altın var)
Evlat sen daha küçük sayılırsın. Param yok deseydin, sana inanır ve serbest bırakırdık. Ama sen ısrarla param var dedin. Göstermekten de kaçınmadın. Bu kadar dürüst davranmanın sebebi neydi?
Yola çıkarken annem bana, her zaman doğru olmamı ve asla yalan söylemememi tembihledi. Ben de anneme söz verdim, daha iki gün olmadan yalan konuşursam ve döneklik yaparsam, anneme karşı gelmiş olurum. Ben de bu duruma düşmekten hayâ ederim. (Eşkıya başı arkadaşlarına seslenir)
Arkadaşlar! Bu çocuk annesine karşı gelmekten ve günahkâr olmaktan hayâ ediyor. Her şeyini kaybetmesine rağmen, doğruluktan ayrılmıyor. Biz ise bırakın anayı babayı, Allah’a bile karşı gelmekten utanmıyoruz. Bu çocuğun davranışı beni çok etkiledi. Ben şu anda tövbe ediyorum, tüm aldıklarımızı da sahiplerine iade ediyorum. Allah beni affetsin der.
Abdulkadir Geylani de ellerini kaldırarak: “ Allah’ım sen büyüksün, affedicisin, affı seversin. Doğruluğun hürmetine bu kullarını affeyle” deyince eşkıyalar hep birlikte “ÂMİN” derler ve bir daha kötülük yapmamak üzere tövbe ederek ve sözleşerek oradan ayrılırlar. Kervan da birkaç saatlik gecikmeden sonra sağ salim yoluna devam eder.
Bu kıssada, Abdulkadir Geylani’ye annesinin ne kadar güvendiğini ve evladın da annesine verdiği söze nasıl sadık kaldığını ibretle gördük. Sonucunun da çok güzel olduğunu memnuniyetle öğrenmiş olduk. Abdulkadir Geylani ile annesi arasındaki etkili iletişim, eğitim ve güzel ahlak ile doğruluk ve güven anlayışının, tüm ailelere örnek olması dileğiyle..
Turgut AÇARİ
İl Müftüsü
- BİR YAŞ DAHA YAŞLANMANIN FARKINDA OLMAK
- DUA İBADETİN ÖZÜDÜR VE ÇOK FAYDALIDIR
- MEVLANA’DA OLGUN İNSAN
- ÖZÜRE DEĞİL, ÖZE BAKALIM
- ÖNCE İNSAN HAKLARI
- ÖĞRETMENLİK ŞEREFLİ MESLEKTİR
- HZ. PEYGAMBER VE GENÇLİK
- HZ. PEYGAMBER’İ (S) ÖRNEK ALMAK
- TÜM HAYIRLI İŞLER İBADETTİR
- KUL HAKLARINA DİKKAT!
- ENGELLİLER VE DİNİ SORUMLULUKLAR
- AİLENİN TEMELİ SAĞLAM OLMALI